-
1 многозначительный
-
2 крупный
iri* * *1) iri (taneli)кру́пный песо́к — iri kum
кру́пный виногра́д — iri taneli üzüm
кру́пные слёзы — boncuk boncuk yaşlar
кру́пные ка́пли по́та — boncuk boncuk terler
2) ( о человеке) iri kıyım; iri yarıкру́пная же́нщина — iri yarı bir kadın
3) врз büyük; önemli ( значительный)кру́пная индустри́я — büyük endüstri
кру́пные успе́хи — büyük / önemli başarılar
са́мый кру́пный вы́игрыш (в лотерее) — büyük ikramiye
кру́пная су́мма (де́нег) — büyük bir para
кру́пный учёный — büyük bir bilgin
кру́пная буржуази́я — büyük burjuvazi
э́то кру́пный недоста́ток журна́ла — bu, derginin çok önemli bir eksikliğidir
потерпе́ть кру́пное пораже́ние на вы́борах — seçimde büyük bir yenilgiye uğramak
ме́жду ни́ми бы́ло мно́го ме́лких и кру́пных сты́чек — aralarında büyüklü küçüklü pek çok çatışma olmuştu
••кру́пный рога́тый скот — büyük baş hayvan
вести́ кру́пную игру́ (в карты и т. п.) — büyük oynamak
ме́лкие и кру́пные де́ньги — bozuk ve bütün paralar
-
3 существенный
esaslı; özselсуще́ственные измене́ния — esaslı değişiklikler
суще́ственное разли́чие — özsel farklılık
э́то не име́ет суще́ственного значе́ния — bu pek de önemli değildir
суще́ственный вопро́с — çok önemli bir sorun
-
4 важность
ж1) önemбольшо́й ва́жности — çok önemli
2) (горделивость, надменность) kurumнапуска́ть на себя́ ва́жность — azametli bir tavır takınmak
••не велика́ ва́жность! — ne önemi var?
-
5 перед
I п`еред( передо)1) önünde; karşısında ( напротив)перед до́мом сад — evin önü bahçe
он шёл передо мно́й — önüm sıra gidiyordu
предста́ть перед судо́м — mahkeme karşısına çıkmak
перед на́ми вста́ла еще одна́ пробле́ма — karşımıza bir sorun daha çıktı
перед на́ми стои́т не́сколько зада́ч — önümüzde birkaç görev duruyor
перед ним стоя́л о́чень серьёзный вопро́с — çok önemli bir sorunla karşı karşıyaydı
он задумчиво смотре́л перед собо́й — düşünceli düşünceli önüne bakıyordu
2) (по отношению к кому-чему-л.) karşı; karşısındaотве́тственность перед наро́дом — halka karşı sorumluluk
ра́венство перед зако́ном — kanun karşısında / önünde eşitlik
перед лицо́м опа́сности — tehlike karşısında
из стра́ха перед учи́телем — hoca korkusundan
страх перед боле́знью — hastalık korkusu
не отступа́ть перед тру́дностями — güçlüklerden yılmamak
3) önceперед тем как —...madan önce
перед са́мым ухо́дом / отъе́здом — gitmek üzere iken, giderayak
4) (по сравнению с кем-чем-л.) karşısında, kıyaslaII перёдчто он перед тобо́й? — senin karşında ne ki?
мön -
6 подходить
1) yaklaşmak; yanaşmak; (yanına) gelmek, (yanına) sokulmak; (yanına) varmakк нам подошла́ де́вушка — yanımıza bir kız geldi / sokuldu / yaklaştı
я подошёл ещё на шаг — bir adım daha yaklaştım / sokuldum
она́ подошла́ к зе́ркалу — aynanın karşısına geçti
мы подошли́ к окну́ — pencereye yanaştık
к телефо́ну он не подошёл — telefona gelmedi / çıkmadı
к горя́щему до́му нельзя́ бы́ло подойти́ — yanan evin yanına varılamıyordu
ка́тер не мог подойти́ к при́стани — motor iskeleye yanaşamıyordu
враг подошёл к са́мому го́роду / к сте́нам го́рода — düşman şehrin kapılarına dayandı
2) gelmekтут мы подхо́дим к о́чень ва́жному вопро́су — burada çok önemli bir soruna geliyoruz
3) yaklaşmak, yaklaşım yapmak, yanaşmakподойти́ к пробле́ме с объекти́вных пози́ций — soruna nesnel bir tutumla yaklaşmak
4) yakın olmakго́ры там так бли́зко подхо́дят к мо́рю, что... — oranın dağları deniz sahiline öylesine yakındır ki...
5) gelmek; olmakподошёл ве́чер — akşam oldu
подошла́ о́сень — sonbahar gelip çattı
6) uymak, elvermek; işine gelmek, (işine) yaramak; uygun düşmek; yakışmak ( быть к лицу)это сло́во (здесь) не подхо́дит — bu kelime uygun düşmüyor
э́тот мото́р нам подойдёт — bu motor işimize yarar
пальто́ ему́ не подошло́ — palto kendisine uymadı
ва́ше предложе́ние мне не подойдёт — teklifiniz bana elvermez / işime gelmez
••наш о́тпуск подхо́дит к концу́ — tatilimizin sonu yaklaşıyor
-
7 значительно
çok daha; önemli ölçüde / derecedeзначи́тельно отлича́ться друг от дру́га — birbirinden çok farklı olmak
значи́тельно по́зже — çok sonra
значи́тельно лу́чше — çok daha iyi
прода́жа по це́нам значи́тельно ни́же себесто́имости — maliyetin çok altında fiyatlarla satış
-
8 ценный
kıymetli; değerli* * *1) kıymetli, değer konulmuşце́нное письмо́ — kıymetli mektup
це́нная посы́лка — değer konulmuş koli
2) врз değerli, kıymetliу него́ о́чень це́нная библиоте́ка — çok kıymetli bir kütüphanesi var
це́нный пода́рок — değerli / ağır bir hediye
це́нное предложе́ние — kıymetli / önemli bir öneri
См. также в других словарях:
köprübaşını tutmak — çok önemli bir mevkiyi ele geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ört ki ölem — çok önemli şeyleri elde edemeyen kişilerce Nasıl yaşarım? anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
haber patlatmak — çok önemli bir haberi ilk kez açıklamak Bu haberi patlatacak olan gazete en az bir hafta gündemi belirlemiş olacak. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
el öpmekle ağız aşınmaz — çok önemli bir iş için bir kimseye ricada bulunmak hatta yalvarmak gerekirse, yapılır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dev — is., Far. dīv 1) Korkunç, çok iri ve olağanüstü güçlü masal yaratığı 2) sf. Olağanüstü irilikte olan Dev vücudu içinde bir genç kız hassasiyeti taşıyor. Y. Z. Ortaç 3) sf., mec. Çok büyük, çok önemli Dev şirketler. Dev bir yazar. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Counter-Guerrilla — Seal of the Office of Defense Cooperation, Turkey. The 13 stars represent the original 13 US states, and indicate a United States Department of Defense organization (see seal).[1] Counter Guerrilla (Turkish: kontrgerilla) is the Turkish branch of … Wikipedia
Arık — Engin Arık (* 14. Oktober 1948 in Istanbul; † 30. November 2007 bei Keçiborlu, Türkei) war eine türkische Kernphysikerin.[1] Sie war Professorin und leitete die experimentelle Gruppe für Teilchenphysik an der Bosporus Universität.[2][3] … Deutsch Wikipedia
Engin Arık — (* 14. Oktober 1948 in Istanbul; † 30. November 2007 bei Keçiborlu, Türkei) war eine türkische Kernphysikerin.[1] Sie war Professorin und leitete die experimentelle Gruppe für Teilchenphysik an der Bosporus Universität.[2][3] Inhaltsverzeichnis … Deutsch Wikipedia
Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz and Eldiven — Sarıkız (Blonde Girl), Ayışığı (Moonlight), Yakamoz (Sea Sparkle), Eldiven (Glove) is the name of alleged Turkish military coup plans in 2004. Contents 1 Plans 2 Authenticity 3 Selected quotes … Wikipedia
ehem — sf., mmi, esk., Ar. ehemm Çok önemli … Çağatay Osmanlı Sözlük
eş kanatlı — is., hay. b. Kabuklu bitler, yaprak bitleri ve ağustos böcekleri gibi bitki sağlığı yönünden çok önemli familyaları içine alan, zarsı kanatları bir boyda, hortumlu böcekler takımının bir alt takımı … Çağatay Osmanlı Sözlük